21 Mayıs 2007 Pazartesi

Dalgalar...Dalgalar
Dalgaları gerçekten de tam olarak anlayabilmek ve neden oluştuklarını çözebilmek gerekiyor.çünkü biz denizciler için dalgalardan daha önemli ne olabilir?(Ayça Güçlüten)
Her ne kadar bir dalganın oluşması için rüzgarın ortaya çıkması gerekse de,denizciler dalgaları fırtınanın habercisi olarak kabül ederler.Gerçekten de,özelliklealçak enlemlerde ki tropik bir fırtınayı dalgalar haber verir.Dalgalar,kendilerini meydana getiren rüzgarın yarı hızında hareket ederler;yaklaşan ekstra tropik bir alçak basınç ise,bazen dalgaların hızı rüzgarın hızına yaklaşır.Bu yüzden alçak basınç belli bir mevkiye,aynı yönde hareket ettiği dalgalardan dağa önce varır.
Bilimciler,ortalama uzunluktaki alçak bir dalganın,çok hızlı bir alçak basınç hareketinden daha hızlı hareket ettiğini saptamışlardır.Ancak bu dalgalar çok alçak olduğundan,gözle görülmeleri olanaksızdır ve bu yüzden de ancak bazı özel kayıt ciğazları ile saptanabilirler.Bu formülülasyonla anlatılmak istenen,ancak içindeki rüzgardan daha yavaş olarak hareket eden bir fırtına söz konusuysa dalgalar bir fırtınanın habercisi olarak algılana bilirler.
DALGALAR NASIL OLUŞUR?
Dalga,kısaca,deniz yüzeyindeki salınım hareketi biçiminde tanımlanabilir.Bu hareket daha çok,suyun ileri doğru bir momentum alıp enerji kazanarak devinmesiyle ilgilidir.Bu nedenle,dalgalı bir denizin üzerine atılan bir mantar,sadece aşağı yukarı hareket eder ve temelde,deniz ne kadar sert olursa olsun,neredeyse aynı noktada kalır.ancak deniz üzerindeki bir cismin yatay hareketi,rüzgar,yoğunluk farkı gibi çeşitli nedenlerle oluşan akıntılarla meydana gelebilir.
Dağa öncede belirttiğimiz gibi,dalganın oluşmasına genelde rüzgar yol açar.Hava sağanaklarında su yüzeyinde oluşan küçük çırpıntılar,sağanağın durmasıyla birlikte kaybolur.Ancak dalgalar durmaz!Rüzgar dalgaların ardından"solugan"da denilen ölü dalgalar oluşur.Kuvvetli rüzgarlarda,su taneciklerinin sürüklenerek,genelde rüzgar yönünün 45 derece sancağına doğru dalga şeklinde aktığı görülür.
Açık deniz dalgaları,diğer dalga çukurlarına göre çok dağa dik ve dar yapıdadır.Dalga tepesiyle dalga çukuru arasındaki dikey uzaklık,dalganın yüksekliğini verir.Sabitlenmiş bir noktada,iki dalga tepesi veya çukuru arasındaki zaman aralığı ise"dalga periyodu"olarak adlandırılır.
Teknenin tümüyle hareketsiz bir biçimde,belli bir noktada sabit olduğunu ve bir süre sonra,deniz yüzeyinde küçük dalglanmaların başladığını var sayalım.Rüzgar devam ettiği sürece,neden olduğu dalgalanma da devam edecek,sabit durumdaki tekne hareket kazanacaktır.
Her yedinci dalga...
Deniz hiçbir zaman durgun değildir. Rüzgar sürekli aynı yönden estikçe, dalgalar da düzenli aralıklarla gelir. Ancak rüzgarın yönü değişiklik güsterdiğinde veya diğer yerel hidrografik-oşinografik faktörlerin de etkisiyle her zaman düzenli bir dalga akımından söz edilemez.
Tekneye doğru yönelen, bir dalga akımının oluştuğunu varsayalım. Bu dalga, kendi türünden aynı fazdaki bir dalgayla yükseleceğine, kendinden daha güçlü bir dalga akımıyla birleşiyor olsun. Eğer bu iki dalga da aynı yönde, ancak farklı boyutlarda ise, zirveleri zaman içinde, rastlantısal olarak daha geniş bir dalgaya yükseklik kazandırabilir. Bu olayın tersine, bir dalganın en dip noktasıyla bir başkasının zirvesi karşılaşırsa, bunlar birbirini söndürerek yüzeyde durgun su seviyesi oluşturur.
Eklemekte yarar var, genelde her yedinci dalga kendinden önce ve sonra gelenlere göre daha büyüktür. Bu sıra tam yedinciye denk gelmese bile, bir süre sonra belli bir düzenle hareket ettikleri rahatlıkla gözlenebilir. Rüzgarın hızı ve yönü ne kadar düzenli ise, dalgalar da o derece düzenlidir.
Deniz akıntıları Ve denizin derinliği de dalganın yüksekliğini ve şeklini etkiler. Açık denizde akım zayıf yapıda iken, derinlik oldukça fazladır. Rüzgar etki sa-
hası (fetch) uzun olduğu sürece, dalgalar da daha yüksektir. Rüzgarın ivmesi arttıkça, dalganın ve rüzgann hızı arasındaki fark da artar. Gerçekte büyük dalgalar, tekne için zararsızdır. Önemli olan dalgaların uzunluğudur. Öte yandan uzunluğu fazla olan yüksek dalgalar, uzunluklan az olanlara göre daha zararsızdır. Dalga yükseldiğini etkileyen bir diğer faktör de zamandır. Zira rüzgarın büyük boyutlarda dalgalar oluşturabilmesi için belli bir sürenin geçmesi gerekmektedir.
Bütün bunlara karşın yine de söylenebilir ki, fırtına olayları dünyanın belli kesimlerinde, belli sezonlarda gerçekleşmektedir ve gerçekte sanıldığından çok daha az korkutucudur. Bu tür fırtınalar, çoğunlukla kutuplara yakın bölgelerde ortaya çıkar. Bu bölgelerin çok bilinenlerinden biri de Cape Hom’dur. Çok kuvvetli dalga ve rüzgarların olduğu Güney Amerika’nın bu en güney ucunda, sürekli bir hava akımı önüne geçilmez hızıyla tehlikeli ortamlar yaratabilmektedir.

Kabul, dalgalar denizcilere zor anlar yaşatır. Ancak bir dalganın neden oluştuğunu bilmek, nasıl kıırtulunabileceğini,bilmekle eş anlamlıdır.

Açık denizler daha tehlikesiz!
Kimi denizciler kıyıya yakın bölgelerde kendilerini oldukça huzurlu hissederlerken, kıyıdan uzaklaşııkları anda hemen paniğe kapılırlar. Gerçekte, kayalık, sığlık ve resiflerle dolu olan kıyı şeridine göre açık denizler. denizciler ve tekneler açısından çok daha az tehlikelidir. Bu konuyla ilgili en önemli faktörlerden biri de derinliktir. Dalgalar sığ sulara ulaştığında dalga boyu azalır, dikliği artar ve hareketlilikleri yavaşlar buna birde kuvvetli rüzgarı eklersek o zaman deniz tahmin edildiğinden çok daha tehlikeli hale gelir. Dalganın vavaşlamava başladığı derinlik. bir dalga boyuna eşiıtir denilebilir ki bu, ağır havada 330 metreye kadar çıkabilir. Bu durum yarım dalga boyu derinlikte farkedilir duruma gelir. 0 zaman kıyıya yakın olmayı istemek bir felakettir.
Bir başka tehlikeli durum da, kıyıdan uzakta ve derin olmasına karşın dipte yüzeye doğru dik uzanan kayalıkların bulunmasıdır. Bu tip durumlarda ise kıyıya ve kayalıklara çarparak geri dönen dalgalar, beklenenin aksine periyodik olmaktan uzak biçimde, yüzeyde karışıklıklar oluştururlar. Böylece denilebilir ki, kıyıda oluşan hava akımları, açık denizlerde oluşanlardan çok daha etkili olabilir. Rüzgar ve dalgalar, kıyı kesiminde, periyodik olarak hareket edecekken, dipte oluşan yüzey şekilleri nedeniyle zorluklar çıkarabilir. Bu tür olaylar, fizikçi Giovanni Venturi tarafından saptanmış olup “Venturi Etkileri” olarak bilinirler.
Venturi etkilerine bir örnek olarak, iki kara parçası arasındaki bir kanalda ilerlerken ortaya çıkan durum gösterilebilir. Kuzeydoğu rüzgarlan, Pasifik üzerinden genelde 20-30 knot’luk bir hızla eserler. Bu dalgalar Hawai Adaları’na, rüzgar, adalar ve okyanus arasında sıkışıp kaldığmdan, nozul etkisiyle iki kez daha fazla bir ivme göstererek ulaşırlar.
İç sular, ne kadar korunaklı olursa olsun, açık sulara göre daha düzensiz değişimler gösterir. Zira bu tür bölgelerde, sürekli olarak karadan etkileşim vardır. Böylece ne yön, ne de hız düzenli olarak takip edilemez. Dalgalar sert ve hızlı bir yapıya sahiptir.
Akarsu ağızları
Akarsu ağzına kurulmuş bir limana girebilmek için teknelerin ınnak ağzında oluşan hardan geçmeleri gerekir. Peki bar nasıl oluşur? Irmaklar denize sürekli birtakım doğal atık malzeme taşırlar. Suyun debisi arttıkça, akarsunun taşıdığı atıklar da aynı oranda artar. Irmağın, denizle birleştiği yerde akım yavaşlar ve durur; açığa çıkan atıklar da birikir ve bar oluşturur. Bu tür kısımlarda barın ilerisinde yer alan denizin neler getireceği bilinmez. Barın arkasında oldukça kuvvetli bir akıntı olduğundan, tehlikeli ve farklı bir ortamla karşılaşmak olasıdır. Bunun dışında gel-git de barlar üzerinde önemli etkiler yaratır.
Okyanustan, iç sulardan, kısaca deaizden korkmak yerine, doğal koşul ve kuralları bilerek ona göre hareket etmek, her zaman daha kolay ve daha az tehlikesizdir. Bu nedenle, rüzgarın dalgalar üzerindeki etkilerini çok iyi bilmek, bunları seyir sırasında uygulamak ve asla paniğe kapılmamak en uygun çözüm olacaktır.
(YachtingWorld mayıs'98)